söndag 11 mars 2012

MASAL


KIRMIZI ÇİZMELİ KEDİ

Bir zamanlar bir değirmenci varmış. Değirmenci üç oğluyla beraber değirmeninde mutlu bir hayat yaşarmış.Gel zaman git zaman değirmenci yaşlanmış ve hastalanmış. Oğullarını çağırmış ve onlarla konuşmuş. En büyük oğluna değirmeni bırakmış ve ortancaya bir kese altın  bırakmış. Küçüğünede bir kedi bırakmış ve ona büyük bir şehre gitmesini söylemiş. Daha sonra değirmenci ölmüş ve küçük oğlan kedisini alarak değirmeni terk etmiş.
Az gitmiş uz gitmiş derken küçük oğlan yorulmuş ve bir ağacın altına oturup dinlenmiş. Aynı zamanda da babasının haksızlık yaptığını düşünüyormuş. Kedi birden bire konuşmaya başlamış. 
- Baban sana en güzel hediyeyi bıraktı demiş.
Şehire geldiklerinde kralın, kim en güzel tavşanı getirirse  ona bir kese altın vereceğini duyarlar. Kedi hemen en güzel tavşanı yakalar ve krala hediye diye verir.Aynı zamanda da sahibinin selamını söyler . Kral kedinin sahibinin çok cesur olduğunu duyunca onlardan dağın arkasında yaşayan devi öldürmelerini ister ve bir kese altın verir. Eğer bunu başarırlarsa kızkardeşini kedinin sahibine vereceğini söyler.
Kedi ve sahibi devi öldürürler ve kralın kızıyla evlenerek mutlu yaşarlar.

















HİKAYE YAZMA

UZAKLIĞA RAĞMEN

Kendi vatanından uzakta yaşayan bir genç kız ve ailesi uzun zamandır hiç uğramadıkları Türkiye'de yaz tatillerini geçirmeğe karar vermişler. Havaalanından çıktıktan sonra otobüsle İzmir'in şirin bir ilçesine bağlı olan köylerine nihayet varmışlar.
Bu güzel havayı soluyabilmek çok güzel aynı zamanda çok değişik bir duyguydu.Böyle mutlu, iyi niyetli, sıcak karşılanmayı beklemeyen Ayten şaşırmıştı. Bu tip davranışlara hiç alışık değildi. Çünkü o hep dört duvar arasında oturup ders çalışmaya, evden okula, okuldan eve gitmeye alışıktı. Çoğunlukla zamanını yalnız geçiren Ayten kuzeni ile köyü dolaşmaya çıkmışlardı. Songül'lede bu dolaşma sırasında yolda karşılaştılar. Songül ve Ayten birbirleriyle çok samimi arkadaş olacaklarından habersizdiler...

Bu tanışmadan sonra Günlerinin çoğunu berlikte geçirdiler.Kahvaltılarını birlikte yaptılar, sır paylaştılar ve birbirlerinin fallarına baktılar.Köyün domatesi,zeytini,peyniri ve ekmeği çok taze olduğundan iştahla yediler.

Zaman çok çabuk geçer artık ayrılma zamanı gelir. Songül'lerin tatili bittiğinden yeniden Manisa'ya dönerler. Ayten kendini yalnız hisseder. Ama onlarında fazla zamanı kalmaz, artık onlarda dönüş hazırlıklarını bitirirler ve evlerine dönerler.
Fakat Ayten'le Songüllün arkadaşlığı ve samimiyeti aralarındaki uzaklığa rağmen hiç bozulmaz. Sürekli mektuplaşmışlar ve İnternet üzerinden görüşmüşler. Yazları Türkiye'ye gittiklerinde yine buluşuyorlarmış.

Uzakta olup görüşememek önemli değil , önemli olan dostluğu herşeye rağmen yaşatabilmek.

Aylin 9A